Fransa’da 5 yılı geride bırakan sarı yelekliler hareketinin liderlerinden ve gösteriler sırasında bir gözünü kaybeden Jerome Rodrigues, sadece konuşma ve gösteri hakkını kullanan bir vatandaş olmasına rağmen ülkesinde kendisini ürkütücü biri olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Fransa’da 5 yılı geride bırakan “sarı yelekliler hareketini” destekleyenler başkent Paris’te seslerini duyurmak için her cumartesi sokağa inmeye devam ediyor.
Ülkede akaryakıt zamları ve kötü ekonomik koşullara karşı ilk olarak 17 Kasım 2018’de sokağa inen sarı yelekliler, zamanla Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un özellikle sosyoekonomik politikalarının yanı sıra özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı ve ayrıca halka daha fazla alım gücü ve siyasi yetki verilmesi talebiyle gösterileri sürdürdü.
Polis ile sarı yelekli göstericiler arasında yaşanan sert çatışmalar ve çok sayıda protestocunun yaralanması ülkenin yakın tarihinde iz bıraktı.
Zamanla, talepleri çeşitlenen sarı yelekliler, hükümetin Kovid-19 salgınıyla mücadelede izlediği politikalara karşı 2021’de düzenlenen kitlesel gösterilerde başı çekti.
Sarı yelekliler, emeklilik yaşını kademeli olarak 62’den 64’e çıkaran emeklilik reformuna karşı ülke genelinde yapılan bu yılki eylemlere de katıldı.
Fransa’da başlayan sarı yelekliler hareketi sınırları aşıp, Belçika, Hollanda gibi civar ülkelere de sıçradı.
Polis şiddeti sonucu yüzlerce kişinin yaralandığı gösterilerde, çok sayıda kişi el ya da göz gibi uzuvlarını kaybetti, 11 kişi yaşamını yitirdi.
Fransa’da benzine yapılacak ek vergi sarı yelekliler hareketini fitilledi
Sarı yeleklilerin önde gelen isimlerinden 44 yaşındaki Jerome Rodrigues, AA muhabirine, hareketin ortaya çıkış sebebini ve eylemcilerin taleplerini anlattı.
Rodrigues, akaryakıt fiyatlarının yüksek olduğu bir dönemde benzine ek vergi getirilmesinin hareketin fitilini ateşlediğini belirterek, “Fransa’da yaşayan, işe gitmek, karnını doyurmak ve para kazanmak için arabasına ihtiyaç duyanlar ek bir vergi için ödeme yapacaktı.” dedi.
Jerome Rodrigues, bu durum karşısında Fransızların sabrının dolup taştığını ve öfkelendiğini anlattı.
Sarı yeleklilerin önemli isimlerinden Priscillia Ludosky’nin girişimiyle bu verginin iptali için o dönem imza kampanyası başlatıldığını kaydeden Rodrigues, “Bu, dünyada en çok imza toplanan 5 kampanyadan biri oldu.” dedi.
“Bizleri birbirimize yakınlaştırabilecek şey, hepimizin araçlarında olan sarı yelek”
Rodrigues, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde yürürlüğe giren yasa ile şoförlere kaza ve yardıma ihtiyacı olduğu anda giymesi için aracında sarı yelek bulundurmasının zorunlu hale getirildiğini hatırlattı.
Sarı yelek giyme fikrini o dönem sosyal medyada videosu viral olan bir gencin ortaya attığını ifade eden Rodrigues, bu gencin, “Bizleri birbirimize yakınlaştırabilecek şey, hepimizin araçlarında olan sarı yelek” dediğini belirtti.
Rodrigues, bu vergiye karşı olanların harekete destek vermek amacıyla araçlarındaki gösterge tablosunun üzerine sarı yelek koyduğunu anımsatarak, “Sarı yelekliler hareketi, siyasi bir hareket değil.” yorumunu yaptı.
Sarı yeleğin, tehlikede, sıkıntıda olanları temsil ettiğini anlatan Rodrigues, insanların o dönem öfkelerini görünür kılmaya ihtiyaç duyduğunu ve bunu sarı yelekle yaptığını kaydetti.
O dönem sarı yeleklilerin değindiği tüm sorunların bugün daha da derinleştiğine dikkati çeken Rodrigues, ülkedeki bu “otoriter sapmanın” ve özgürlük karşıtı adımların giderek Fransızları özgürlüklerinden mahrum ettiğini vurguladı.
Rodrigues, “(Fransa) Kendine demokratik diyen, diğer ülkelere demokrasi ve gösterileri şiddetli yönetip yönetmedikleriyle ilgili ders veren bir ülke. Burada daha beterini yapıyoruz.” dedi.
Sarı yeleklilerin daha iyi bir yaşam sürmeyi, çalıştığının karşılığını almayı, buzdolabını doldurabilmeyi talep ettiğini dile getiren Rodrigues, “Bugün Fransa’da işe gitmek için (arabaya) benzin koyuyoruz ancak satın aldığımız benzini ödemek için çalışıyoruz.” diye konuştu.
Rodrigues, sarı yelekliler hareketinin önemli gösterilerinin yaşandığı Paris’in ünlü Şanzelize Caddesi’ne hafta sonları gittiği takdirde polisin kendisini durdurma ihtimali olduğunu anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Fransız devleti için ürkütücü biriyim. Tamamen abartılıyor, ben sadece konuşma hakkını ve gösteri yapma hakkını kullanmış basit bir vatandaşım. Hiçbir zaman şiddete başvurmadım, kimseye saldırmadım. Sözlerim belki kırıcı olarak algılanabilir ancak yalnızca gerçekler kırıcı olur.”
Fransız devletinin yakasına yapıştığı kişilerden biri olduğuna değinen Rodrigues, sesi diğerlerinden çok çıkanlara Fransa’nın bunun bedelini çok ağır ödettiği değerlendirmesinde bulundu.
“Zaten her şeyimi kaybettim”
Rodrigues, “Hem fiziksel olarak bedenimde hem de kişisel, mesleki ve aile yaşamımda ağır bedel ödedim. Zaten her şeyimi kaybettim, beni kirletmeleri için onlara daha fazla malzeme vermek istemiyorum.” dedi.
Paris’te sarı yelekliler gösterisi sırasında 5 yıl önce bir gözünü kaybeden Rodrigues, “Sarı yelekliler hareketinde, polis şiddetinin bir simgesi haline geldim. (Gösterilerde) Yaklaşık 50 kişinin bir gözünü kaybettiğini söylemek benim sorumluluğum.” diye konuştu.
Rodrigues, başına gelenlerin tamamının kayıtlarının olmasına rağmen kimsenin ceza almadığını ve 5 yıldır adaletin tecelli etmesini beklediğini anlattı.
